BELLEK (5) | Munzur’uma…

Seni bağırabilsem seni

Dipsiz kuyulara

Akan yıldıza

Bir kibrit çöpüne varana

Okyanusun en ıssız dalgasına

Düşmüş bir kibrit çöpüne

Seni anlatabilsem seni

Yokluğun cehennemin öbür adıdır

Üşüyorum kapama gözlerini…

 

Artık bir yazı yazmam gerekiyor ya da bir anı. Sana dair, seninle yaşanmış güzel bir anı ya da söylediğin bazı sözleri anlatmam gerekiyor. Nasıl bir yoldaş olduğunu, neleri sevdiğini, nelere değer verdiğini ve öne çıkan kimi özelliklerini anlatmam gerekiyor. Belki de ilk örgütlendiğin süreçlerden başlayıp ilk tanışmamıza ve son ayrılığımıza kadar… Ama ne olursa olsun artık bir şeyler yazmam gerekiyor. Seninle konuşur gibi yazabilirim… Sana bir şeyler anlatır gibi… Rahat ve kaygısızca, içimi doyasıya dökmem gerekiyor. Yani farz edelim ki karşımda sen varsın. Yanımızda da Kinem yoldaş. Elinde bir sigara, her zamanki gibi gülümsüyor ve seninle şakalaşıyor. Ben de bir sigara sarıyorum. Ağır ağır düşünerek. Sen de bana takılıyorsun “yarına anca sararsın, öbür güne de içersin artık” diye. Katıla katıla gülüyorsun. Ve ben de kaş altından sana bakıp “ne yapsam da sustursam” diye düşünüyorum.

Ama yok yok, susturmasam… Senin şaka yapmanı izlesem. Gülüşünü, kahkahalarını ve sonra el çırpışlarını izlesem. Bilsem bu kadar özleyeceğimi hiç dokunmadan seni izlerdim. Ama elden ne gelir?

Şimdi bazen kendi başıma kaldığımı zannediyorum. Seninle buluşacağımız günün hayallerini bile kuramıyorum. Oysa ki sana ayrılırken “sonbaharda burada tekrar buluşacağız” demiştik. Neden bu kadar çabuk unuttun? “Kendine iyi bak” demiştim, “dikkatli ol” demiştim. Neden “asıl sen dikkat et, dikkatsiz adamsın” dedin. Ve arkanı dönüp koşar adım yamaç aşağı gittin. Arkandan bakıp kaldım öylece. Tam çay yapmıştık. İçecektik ki, yoldaş geldi sana haber getirdi ve sen öndekilere yetişmek için koyar adım gittin. Son çayımızı bile içemedik. İçimde hep bir şeyler eksik kalacak yoldaş.

Hatırlıyor musun, kış kampında hayaller kuruyorduk. Birlikte çatışarak şehit düşecektik. Ve sen gerine gerine yumruğunu sıkarak “ortalığı birbirine katarız” diyordun. “Onların belasını veririz” diyordun. Eski günlerin anılarını tazeliyorduk bol bol. O kadar mutlu oluyorduk ki. Arada tartıştığımız da oluyordu ama kısa sürede özeleştiri verip barışıyorduk. Hani bir gün yine öyle tartışmıştık. Ve sen beni sinirlendirmek için kültür etkinliğinde benim taklidimi yapmıştın. Herkes gülmekten kırılmıştı. Ben de içten içe kızmıştım. Sonra gelip bana “ne haber …. efendi?” diyerek gönlümü almaya çalışmıştın. Sonra bir daha taklidimi yapmamıştın. Ama aslında ne güzel yapıyordun. Kültür etkinlikleri olduğunda herkes çekiniyordu: “Munzur şimdi bizim de taklidimizi yapar” diye.

Vay be Munzur’um… O günler çok mu geride kaldı. Sadece anılarda mı kaldı şimdi. Ama kahramanlar daima yerini alır değil mi destanlarda… Sizler de partimizin mücadelesine hiç tereddüt etmeden canınızı akıttınız.  En çok sevdiğimiz ve en çok değer verdiğimiz şeyleri, en çok istediğimiz davaya adıyoruz. En büyük acıları en büyük mutlulukları için yaşıyoruz. Munzur ve Kinem yoldaşlar da son süreçte proletarya partisinin ve halk ordusunun acı kayıplarındandır. Her acının bir karşılığı vardır ve olacaktır. Silahlarımızın dağlarda daha fazla yankılanması, köylerde sesimizin daha gür çıkması elbette düşmanın dikkatini çekmiş ve saldırılarını artırmıştır. Kuşkusuz bu saldırılar kayıp vermemize hatta engellenmemize neden olabilir. Ama savaşı büyütüp geliştirmek kaybettiğimiz mevzileri yeniden kazanmak ve yeni mevziler açmak için mücadeledeki zorluklara ve acılara karşı dirayetli durmalıyız. Munzur ve Kinem yoldaşlar da bu duruşun adı oldular ve bize yaşamlarıyla en güzel yanlarını bırakarak gittiler….

Onların almış oldukları görevlere, yaşattıkları değerlere, eleştirdikleri konulara dört elle sarılmalı ve her an onların boşluğunu hissederek onları yaşatmalıyız. Onların yaptığı ve yapmaya çalıştığı buydu. Şehit düşen yoldaşlarımızın yerini almak bizler için önemlidir.

Savaşma cüretimizin güçlü olduğu böylesi bir süreçte düşmanı korkularına korku eklemenin adı olmuştur onlar. Devrimcileri ölmez halkı yenilmez bir güç haline getirmek için savaşmışlardır.

 

Bir yoldaşı