Zaferimizin teminatı ve geleceğin aydınlık yüzü şehitlerimizin anısına…

Dünyada ve ülkemizde devrimin yılmaz kadro ve önderlerini, kahraman savaşçılarını ve isimsiz neferlerini andığımız “Devrim ve Komünizm Şehitlerini Anma Haftası“na girmiş bulunuyoruz. Bu haftada, sömürü ve zulme dayalı düzenlere karşı, her alanda amansızca mücadele eden ve ipi herkesten önce göğüsleyen devrim ve komünizm şehitlerini anıyoruz.

Kızıl geleceğe olan sarsılmaz yürüyüş, onların bilinçleri, onların emekleri, ısrar ve iradeleri ile bugüne taşındı. Tarih defterlerine sığdırılamayacak denli çetin bu mücadele, onların eşit ve özgür bir geleceğe kodlanmış savaşımları ve korkusuzca ödedikleri bedellerle bugünlere geldi.

Tarihin tanıklık ettiği en büyük zorbalığın ve en kanlı saldırganlığın karşısında korkusuz yürüyüşleri ve destanlaşan dirençleri ile kızıl geleceğin muştulayıcısı olan şehitlerimiz, 45 yıllık birikimin zirvesinde yenilmezliğin ilanı olarak hala yaşıyorlar. Onlar hayat okyanusunda ölümsüzlük şerbetini içmeye hak kazanarak bizlere umut ve direnç rehberi oldular. Onlar devirmek istedikleri iktidarları önce yüreklerde ve zihinlerinde devirerek cüretin ve değişimin ışıklı yolu oldular.

En zorlu dönem ve süreçlerde mücadelenin sırtlayıcısı olan, ölümü ölümsüzlükle tutuşturan şehitlerimizin çağrısı onlardan öğrenmek, onların iz sürücüsü olmaktır. On yıllardır faşizme namlularını doğrultan, sabırla yaratarak, durmadan çalışarak ve ısrarla örgütleyerek kavgayı bugünlere taşıyanlara verilecek en büyük armağan, düşlerini gerçek kılmaktır.

Emperyalizmin, işbirlikçi ve uşaklarının kan kokan iktidarları, içinde bulunduğumuz yüzyıla vahşeti kodlarken, onların çağrısı daha fazla örgütlenmek, daha fazla örgütlemek ve ezilenlerin kahredici öfkesini faşizmin burçlarına yönlendirmektir.

İnsanlığı özgür geleceğe taşıyacak o büyük güne kadar onlar sokaklarda, fabrikalarda, barikat başlarında ve savaş siperlerinde yanıbaşımızda olacak;  bilinçleri yol aydınlatıcımız, öfkeleri ısrarımız mücadele deneyimleri rehberimiz ve bedelleri zaferimizin teminatı sayılacaktır.

Devrim ve komünizm şehitlerini andığımız bu ayda, bir kez daha ilan ediyoruz ki, onlara olan borcumuzu bıraktıkları bayrağı faşizmin burçlarına dikerek ödeyecek, onların bedenlerini korkusuzca sundukları mücadeleyi zaferle taçlandıracağız.

Ülkemizde yaşanan son süreç, işçi ölümlerinden grev yasaklarına, kadın cinayetlerinden Cizre, Sur ve Nusaybin sokaklarına kadar katliamlarla, baskı ve zorla karşılanmakta, özyönetim direnişlerinde olduğu gibi açık katliamlara kadar en pervasız saldırılar faşizm tarafından hayata geçirmektedir. AKP’nin başkanlık yönelimi, 15 Temmuz darbe girişiminden beri süregelen OHAL’i kalıcılaştırmakta, ülkeyi açık dikta koşullarına götürmektedir.

Parçası olduğumuz coğrafya, ortaçağ artığı IŞİD ve El Nusra çetelerinin tehdidi ile karşı karşıya kalmakta, kitlelerin muhalefeti ise emperyalistlerin ve gerici iktidarların masasında kurban edilmeye çalışılmaktadır.

Coğrafyamızda ezilenler hattına ait tüm gelişmeler, kitleleri örgütleyecek ve tarihin tekerini demokratik devrime, sosyalizm ve komünizme döndürecek öncülerin örgütlü müdahalesine, dünden daha fazla, bedenlerini korkusuzca feda edenlerin iz sürücülüğüne ihtiyaç duymaktadır. Faşizmin yarattığı korku çemberi bugün sosyal yaşamda kendini faşist saldırılarla göstermektedir. Halk kitlelerinin umudunu yok etmeyi amaçlayan bu tasarrufu kırmak, şehitlerimizin mirasına, düşlerine ve mevzilerine sahip çıkmaktan geçer. OHAL koşullarında sokakları mesken eyleyen faşizme karşı şehitlerimizi duvar duvar, sokak sokak,  barikat barikat işleyerek meydanları direnişe kesmenin misyonunu elimizde bulunduruyoruz. Şehitlerimizin bizlere bıraktığı bilinci kuşanarak her cephede faşizmi alt edecek direniş cüretini yüreğimizde ve bilincimizde taşıyoruz. Devrim mücadelesinin çetin ve zorlu yolunda şehitlerimizin bizlere devrettiği iradeyi kuşandık/kuşanmaya devam edeceğiz.

Neredeyse yarım yüzyıldır tarihe bıraktığımız yüzlerce yoldaşımızın çağrısı, onların mirasının zaferle taçlanacağı günü beklemektedir.

Korkusuz dirençleri, bitmeyen emekleri, düşmana karşı amansız duruşları, düşmana teslim etmemek için parçaladıkları silahları, işkencehanelerde sır vermeyen dirençleri ve yaşamın her alanını devrimin mevzilerine dönüştüren duruşları ile şehitlerimiz, bu mirası büyütmeyi bizlere emrediyor.

Başta komünist önder İbrahim Kaypakkaya olmak üzere sınıf mücadelesine armağan ettiğimiz onlarca can, kitlelerin coşkun selinin faşizmi devrileceği o büyük günü bekliyor.

Onlar gibi devrimin birer hamalı olmak; her alanda, her biçimde kitleleri büyük bir ısrar ve emekle örgütlemek, onların emekleri ile var ettiği geleneği kitlelerin çekim merkezi haline getirmek, şehitlerimizin en açık beklentisidir.

Bu talimata uyacak, onlarla yürüyerek, onlarla savaşacağız. Yerküreyi kızıla boyayana kadar durmayacak, yılmayacak, vazgeçmeyeceğiz.

En zorlu koşullarda onların ayak izlerine basacak, en zorlu alanlarda onlara tutunarak ilerleyeceğiz. Onların öfkelerindeki bilinci, direnişlerindeki rehberliği kuşanarak geleceğe adımları umut ve dirençle atacağız. Emperyalist kapitalist sistemde her yaşamın karanlık olduğu ve ancak bu karanlığın büyük bir karşı koyuş ve istek ile aydınlatılacağı bu istek ve karşı koyuşun bilinç ile büyütüleceği bu bilincin ise halk kitlelerinin bağrında alazlanarak gerçekleştirileceğini tüm şehitlerimiz bizlere göstermiştir.

 

PARTİZAN

Ocak 2017