“Bu süreç doğrudan doğruya TKP/ML’nin komünist kimliğine yönelik bir saldırıdır”

Türkiye’ye iade kararının durdurulması ve bir an önce serbest bırakılmak için girdiği açlık grevinin 9. gününde olan Turgut Kaya, Hıdır Gönek’le birlikte tutuklanması ve ardından yaşanan gelişmelerin basit bir polisiye vaka olmadığına vurgu yaparak “Bugün şahsımda yaşanan süreç, doğrudan doğruya TKP/ML’ye, onun komünist kimliğine yönelik bir saldırıdır” dedi. Kaya’nın kaleme aldığı değerlendirme şu şekilde:

Bu süreç TKP/ML’nin komünist kimliğine yönelik bir saldırıdır!

Yunan devleti tarafından Hıdır Gönek’le birlikte tutuklanmam ve ardından yaşanan gelişmeler, meselenin basit bir polisiye vaka olmadığını ya da sadece iddia edildiği gibi hakkımda faşist Erdoğan hükümeti tarafından çıkartılmış olan İnterpol araması gerekçe gösterilerek aylardır tutuklu olmam ve faşist Türk devletine iade edilme kararıyla açıklanamaz. Meselenin bu kadar basit olmadığı son derece açıktır. Bugün şahsımda yaşanan süreç Yunan yargısının faşist Erdoğan rejimiyle işbirliği içinde devrimci politik kimliğime yönelik açığa çıkmış görünse de gerçekte bu uygulama ve yaşanan saldırı doğrudan doğruya TKP/ML’ye, onun komünist kimliğine yönelik bir saldırıdır.

Hatırlanacağı üzere Nisan 2015 tarihinde Avrupa çapında TKP/ML’ye ve ATİK faaliyetçilerine yönelik Alman emperyalizminin faşist Erdoğan rejimi ve Türk devletiyle işbirliği içinde bir tutuklama saldırısı gerçekleşti. Bu saldırıdan günümüze Alman devletinin TKP/ML’ye yönelik tutumu “Münih Komünistler Davası” olarak yaşanan bir gerçekliği ortaya çıkarmış durumdadır.

Yunan devleti tarafından tarafıma yönelik gerçekleştirilen uygulamalar ve son olarak faşist Erdoğan rejimine iade edilme yönlü bir karar alınmış olması bu politikadan ayrı düşünülemez. Bugün yaşadığımız süreç, 2015 yılında Avrupa’da TKP/ML’ye ve ATİK faaliyetçilerine yönelik başlatılan saldırının devamıdır. Avrupa emperyalizminin TKP/ML’yi terörize etme ve ATİK faaliyetini kriminalize etme saldırısının somut bir ürünüdür.

Bu saldırı Avrupa emperyalistlerinin faşist Erdoğan rejimiyle işbirliği içinde gerçekleştirilmiştir ve görülmektedir ki halen devam etmektedir. Münih Komünistler Davası da göstermiştir ki, Alman emperyalizmi faşist Erdoğan rejimi ile işbirliği içinde ve hatta sonradan Gülenci olduğu açıklanan ve tutuklanan polis şeflerinin sahte delilleriyle tutuklanmışlar ve yargılanmaya başlamışlardır. Ardından Avrupa emperyalizmi komünistlere yönelik bir cadı avı başlatmış ve bu saldırıda çıkarlarına uygun her yolu ve aracı kullanmış/kullanmaktadırlar. Böylelikle bir yandan faşist Erdoğan rejimine yönelik her gün kamuoyu önünde eleştiriler yağdırırken diğer yandan onunla işbirliği yaparak TKP/ML’ye ve komünistlere saldırmaktan geri durmamaktadırlar.

Hiçbir güç komünistleri, haklı davalarında terörize edemez!

Bugün şahsımda somutlanan bu saldırıdan bağımsız değildir. Emperyalistler ve onların her türden gerici işbirlikçilerinin komünist harekete yönelik saldırısının devamıdır. Bugün yaşadığımız gerçekliğin, Yunan kamuoyu tarafından hayretle karşılanan olgunun arkasında uzunca bir süredir emperyalistlerin ve yerli uşaklarının komünist harekete yönelik saldırısı yatmaktadır.

Dolayısıyla bu saldırıya karşı durmak, sınıfımızın ve halklarımızın çıkarlarını savunmak, emperyalistlerin ve yerli işbirlikçilerinin saldırılarına karşı mücadele etmekten geçmektedir. Bunun anlamı emperyalistlerin ve her türden yerli işbirliğinin komünist harekete yönelik saldırılarına yönelik aktif tavır takınmak ve özellikle de devrimci politik kimlikler üzerinden her türlü kirli pazarlığa karşı çıkmaktan geçmektedir. Komünistler davalarında haklıdırlar. Hiçbir güç onları kriminalize edip terörize edemez.

Meseleye bu bilinçle yaklaşmak ve yaşananların arka planını bilmek bizi atacağımız adımlarda daha güçlü kılacaktır.

Turgut Kaya

08.06.2018