ANI-ANLATI | Bir Partizan: Son Mektup…

 Son Mektup…

“Direnmek, düşmanın tüm teslim alma çabasına karşı direnmek… Bir fotoğraf ve bir haber; Halil Güneş ölümsüzleşti. Ne güzel de gülümsüyorsun; o gülüş ki seni tanımayanlara bile duygu katıyor.”

16 Aralık 2021

Yoldaşlığınla Çukurova’nın kavurucu sıcaklarında tanışmıştım. Sohbetin de gülüşün kadar içtendi. Zindanlara görüşe gitmek, kısacık zamanlara neler sığdıracağı düşüncesi ile hep anlam yüklüdür.

İşte o zamanlardan birinde TKP-ML dava tutsaklarına yoldaşlık eden PKK davasından yoldaşlardan biri de sendin. Size dışardan haberler getirmek için her Perşembe günü hummalı bir çalışma ile yollara düştüğümüz Ceyhan yolu ne uzun gelirdi bize.

Hele o kapıdaki bekleyiş… Görüş araması ve içeri girişimiz inan ki, yaşamın en güzel anlarındandı. Bir keresinde dışarıyı anlatma çabamı, heyecanımı gördüğünde “boş ver dışarıyı, ben dışarıyı hatırlamıyorum bile ve merak da etmiyorum sohbet edelim” demiştin. Sanırım biraz da beni rahatlatmak için. Haklıydın, sizinle sohbet etmek o kadar başka bir duyguydu ki benim için, heyecanım ondandı, üzerinden yıllar geçse de tarifi zor… Görüş bittiğinde sizi orada bırakıp o “bilmediğiniz”, “unuttuğunuz” dışarıya çıkmak… Bir sonraki perşembenin konuşmaları, ziyaretçi sohbetleri ve dönüş yolu…

Bir keresinde direnişin simgesi bir tanecik karanfili size ulaştırmaya çalışmıştık. Önümüzde iki büyük engel vardı; aramalardan yakalatmadan karanfili içeri getirebilmek ve çıkışı sizinle aynı zamana getirip karanfili size atmak. Size söylemiştik bunu yapacağımızı, siz de eylemimize heyecanlanmıştınız. Karanfil içerideydi sırada size atmak kalmıştı. Organizeli çalışarak tam geçtiğiniz anda bu eylemi gerçekleştirmiştik. Sizin aldığınızı anlayınca da sevinçten birbirimize sarılmıştık.

Her gün direnmek zorunda olduğu bir güne uyanan yoldaşlarımıza direnişin simgesi bir tanecik karanfil atabilmiştik.

Yaşam bize başka alanlara gitme zorunluluğu dayatsa da senin yoldaşlığını unutmamıştım. Sen son mektubunda sağlık sorunlarından kaynaklı yazamamana rağmen başka bir yoldaş aracılığı ile bana cevap vermiştin. Çünkü Halil Güneş mektubuna cevap vermemezlik yapmazdı. O zaman sana artık yazamayacağımı söyleyememiştim.

Şimdi bu son mektup… Söyleyebilseydim eminim devrim topraklarına, Rojava’ya gelme kararıma çok sevinirdin.

Güle güle yoldaş…

Toprağa düşen her can bir gün çağlayarak yeniden fışkıracak.