Enternasyonal Büro’dan kardeş örgütlere açıklama: “Aliboğazı parti mücadele tarihimize yazılmış yeni bir destandır”

Elimize e-posta yoluyla ulaşan bir habere göre Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist (TKP/ML)’ye bağlı Enternasyonal Büro (EB) 10 Aralık tarihinde tüm kardeş parti ve örgütlere dönük açıklama yaparak Aliboğazı’nda TİKKO gerillalarının 6 gün boyunca faşist ordu güçlerini alana sokmayarak çatışmayı sürdürmeyi başardıklarını, bu çatışmalarda 8 gerillanın şehit düştüğünü ve Ermeni komünist Armenak Bakırcıyan’ın anıt mezarının yıkıldığını duyurdu. Açıklamada “23 Kasım 2016 tarihinde TİKKO gerillalarının düşmanla girdikleri çatışma partimiz mücadele tarihine yazılmış yeni bir destandır!” denildi.

 

“Türk devleti kimyasal silah kullandığını gizliyor”

TİKKO gerillalarıyla faşist Türk Ordusu arasında Dersim’in Aliboğazı alanında 6 gün süren çatışmada Ersin Erel, Hasan Karakoç, Murat Mut,  Alican Bulut, Samet Tosun ve kimlikleri tespit edilemeyen 3 gerillanın kahramanca çarpışarak güneşe uğurlandığını duyuran EB, “Faşist Türk Ordusundan iki askerin saf dışı bırakıldığı çatışmada, beyaz ordu kayıplarının daha fazla olduğu tahmin edilmektedir. Zira, her zaman olduğu gibi Türk devletinin kayıplarını gizlediği bilinmektedir” dedi.

Açıklamanın devamında “Türk devletinin yüzlerce askerinin ve özel komando birliğinin katıldığı, her türlü silah ve askeri aracın kullanıldığı bu çatışmada, TİKKO savaşçıları 6 gün boyunca faşist ordu güçlerini alana sokmayarak çatışmayı sürdürmeyi başarmışlardır.

Yoldaşlarımızın alınan cenazelerinde oluşan yanıklar ve bazı yoldaşlarımızın yandıkları için tanınmaz bir durumda olmaları, Türk devletinin çatışmada kimyasal silah kullandığını göstermektedir. Özel bir otopsi yapılmasına izin vermeyen Türk devleti, şehitlerimizin yakınlarını ve ailelerini tehdit ederek yaptığı katliamın üstünü örtmektedir” denildi.

 

“Armenak’ın anıt mezarına saldırı Ermeni düşmanlığıdır”

Türk devletinin ölülerden bile korktuğunu belirten EB, “Katledilen devrimci ve yurtseverleri mezarlarında dahi rahat bırakmayan faşist diktatörlük; 13 Mayıs 1980 tarihinde Elazığ’ın Karakocan ilçesinde polisle girdiği çatışmada şehit düşen partimiz kadrolarından Armenak Bakırcıyan yoldaşımızın anıt mezarı Dersim valiliğinin aldığı bir kararla yıkılmıştır. Ermeni soykırımının 100. yılında yapılan bu anıt mezara dahi tahammüllü kalmayan Türk devletinin bu alçakça saldırıyla verdiği bir diğer mesajda Ermeni düşmanlığıdır. Aynı alçakça saldırıları katledilen PKK gerillalarının mezarlarına karşı da yapan Türk devleti yüzlerce mezarı yıkarak, Kürtlere ölülerinizi bile rahat bırakmayacağız mesajı verilmektedir” şeklinde açıklamasını sürdürdü.

 

“Devlet gerici kitleleri Kürtlere karşı kışkırtıyor”

Türkiye’de Kürt ulusal mücadelesi ve sınıfsal mücadelenin giderek ivme kazanmasının egemen sınıfları her geçen gün daha da korkuttuğunu, AKP hükümetinin “Gülencilere karşı mücadele ediyorum” kisvesiyle, Kürtlere, devrimcilere ve ilericilere saldırılarını artırdığını vurgulayan EB’nin açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

Binlerce ilerici ve demokratın işten çıkarıldığı, yüzlece çalışan kamu emekçisinin ve 150 yakın gazetecinin tutuklanıp cezaevlerine konulmasıyla saldırılarını her geçen gün daha da artıran faşist diktatörlük, HDP (Halkların Demokrasi Partisi) Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ı tutuklayarak, topluma, ‘her an herkesi tutuklarım’ mesajı vermiştir. Kürt düşmanlığıyla bilinen AKP, faşist Türk devletinin gelenekçi devlet politikasını harfiyen uygulayarak saldırılarını devam ettiriyor. Suriye’de Rojava devriminden bu yana, Kürtlerin burada kazandığı statüyü bir türlü hazmedemeyen Türk devleti, Cerablus işgaliyle Suriye’de Rojava’ya girme palanları suya düştüğü için, ülke içinde Kürtlere karşı milliyetçi duyguları kabartarak, denetimindeki gerici kitleleri Kürtlere karşı kışkırtarak, iktidarını sürdürmeye çalışmaktadır.

Açıklamada AKP’nin tek adamla diktatörlüğü daha da güçlendirme planlarının faşist ve ırkçı MHP ortaklığıyla sürdürülerek tamamlanmak istendiğine değinildi.

 

“Eylem birliklerine önem verilmeli, faşizme karşı mücadele ileri taşınmalıdır”

Ancak tüm bu çabalar nafile! Faşist diktatörlük, yükselen halk muhalefetini ve Kürt ulusal mücadelesini artık durduramayacaktır. Ağababaları emperyalistlerden aldıkları destekte Türk devletini çöküşten kurtaramayacaktır” diyen EB, “Kürt ulusal hareketi, devrimci hareketin ve komünistlerin bu dönemde eylem birliklerine çok daha önem vererek faşizme karşı mücadeleyi ileriye taşıyarak yeni mevziler kazanabilirler. Ezilen Kürt ulusuna, emekçilere ve işçi sınıfına umut olmanın bir yolu da budur” vurgusunda bulundu.

Hemen yanı başımızda Suriye, Libya ve Irak’ta devam eden savaşta yüz binlerce insanın hayatını kaybettiği, milyonlarca insanın yerlerinden olduğu günümüzde, anti-emperyalist mücadelenin önemi tam da bu gerçeklerde saklıdır. Partimiz, Rojava da oluşturulan enternasyonal taburda yerini alarak bu tarihsel görevin yerine getirilmesi için sorumluluk almış bulunuyor” diyen EB, açıklamasını “Partimiz, Türkiye’de Demokratik Halk Devriminin gerçekleştirmek için savaşı daha da boyutlandırmaya kararlıdır” diyerek sonlandırdı.