Halkı önünde eğilen…

İçtenlikle ve bütün kalbimizle halka hizmet etmek devrimciliğin en temel kriterlerinden biridir. Devrimci yaşamın sadece bir parçası ve anına sıkıştırılıp yürütülmeyecek, sürdürülen bir kampanya çerçevesinde ele alınamayacak kadar önemli olan “çalınması gereken bütün yoksul kapıları tek tek çalan” ve çalmasını öğrenenler kitleler içinde kök salmaya başlar. Devrimci ideallere uygun yaşamaya-çalışmaya başlayanlar amacına doğru güçlü adım atabilir. Devrimci mücadele vazgeçilmez iki temel çalışma üzerinde yükselir. Bunların başında devrimci savaş ve devrimci kitle çalışması gelir. Bu iki temel çalışma ideolojik arınmanın netleşmenin ve derinleşmenin gelişim yoludur. Bu yol bütün zorluklara ve engellere karşın yüründüğü ölçüde özgür yaşam ezilenlerin ellerinde anlam kazanacaktır.

Gerektiğinde birkaç saati, gerektiğinde birkaç günü ve haftayı hatta yılları alan bir süre içinde halkını, yoldaşlarını ikna etme, inandırma; devrime ve örgüte kazandırma çalışmasını bıkmadan, yorulmadan yürütebilenler “devrimi kitlelerin eseri ” haline getirebilir. Zahmetsiz, emeksiz, kolay ve kısa yolu seçmeden yaşamı boyunca halkın ve yoldaşların hizmetkarı olmayı başaranlar zirvelere çıkabilir. Devrimin gerçek yapıcıları olan kitleler yani ezilenler yani kimsesizler sahipsiz, dilsiz, umutsuz, örgütsüz, yalnız olanlar yani karınca kadar çok olanlara dokunmak gerekir. Yoksulların kapılarını çalmak, toprak damlarında özgürlüğü devrimi ateşi anlatmak, yokluğu-yoksulluğu-zulüm ve sömürüyü lanetlemek, öfkeyi örgütleyerek bilince, devrimci savaşa çevirmek gerekir. Bu görevi devrimci yaşamın tümünde ve her anında yapmak gerekir. Bir işçiyi, emekçiyi örgütlemek için gerektiğinde tüm zamanını ve anını vermek gerekir. Halkına, yoldaşına nasıl yaklaşacağını, nasıl davranacağını, nasıl hitap edeceğini bilemeyen; dostluğun ve yoldaşlığın kıymetini anlamayan tasfiyeciliği bilerek ya da bilmeyerek örgüt içinde büyütür.

Devrimcilik, “Bir hırka bir lokma” felsefesiyle yaşayan, azla yetinmeyi bilen, savurganlığa düşmeyen, lükse tenezzül etmeyenlerin mütevazi adıdır. Doğal ve yalın bir yaşamı esas almaktır, devrimcilik. Halkı ve yoldaşları için en iyisini her zaman yapan, kendisi için en riskli, en fazla bedel ödemek isteyen görev
ve sorumlulukları üstlenendir, devrimci. Direniş ve savaş cephesinde iddialı, mütevazi, korkusuz bir savaşçı olmayı bilenler, halkın komutanı olmayı başarır. Halkın hizmetkarı olmayı bilemeyen önce onların öğrencisi olmayı başaramayanlar asla halkın öncüsü ve komutanı olamaz.

Halkına yoldaşlarına ciddi olgun yaklaşan onları dikkate alan önemseyen değer veren bir devrimcilik amacına yakın adım atabilir. Her sözü her pratiği her sorunu ve görevi ciddiye alan her şey üzerinde önemle çözüm amaçlı duran bir devrimcilik sonuç alıcı pratiklere imza atabilir. Verdiği her sözü tutan sözünün sahibi görevin insanı olmayı başaranlar gökyüzünü fethedebilir, en kıyıcı zalim ordulara karşı kahramanca savaşabilir.

Aldığı görevi iliklerine kadar sorumluluk duyarak hisseden, görevini yerine getirmeyinceye kadar rahat olmayanlar halka ve yoldaşlarına güven verebilir. Bu tarz bir devrimci öncünün arkasında binler on binler saf tutar. Yenilmez ve yıkılmaz bir halk ordusunun sıra neferi olur.

 

Düşman karşısında dik duran

En büyük savaş, militanın kendi içinde yürüttüğü savaştır. Her koşulda ve anda hem kendi içindeki hem de dışındaki düşmanı alt etmek için yoğunlaşan, mücadeleyi planlayan, çalışan ve savaşandır, Partizan. En zor süreç ve koşullarda düşmanın her türlü silah ve teknik üstünlüğü karşısında bir an olsun bile savaşma fikrini ve pratiğini kazanma ve başarma umudunu yitirmeyendir, militan.

Öncelikle kendi içindeki düşmanı doğru anlamaya, tanımlamaya, çözümlemeye çalışan kendi hata zaaf ve yetmezlikleriyle uzlaşma yoluna gitmeyen bir an bile olsun geriliğine prim vermeyendir militan. Kendi içinde büyük hesaplaşmaya gitmeyen, zaaf ve yetmezliklerine karşı büyük bir saldırı içinde olmayan, geriliklerine karşı büyük bir bilinç patlaması yaşamayan, dışındaki düşmana karşı savaşamaz. Kendi içindeki burjuva feodal sisteme ait olan her düşünce, davranış, eğilim ve isteğe karşı yüklenmeyen, bunu yaparken başkalarına dayanarak değil esas olarak kendisine yüklenenler sonuç alıcı başarı pratiğe imza atabilir.

Kendisini düşmanla boy ölçüşecek düzeye getiremeyen, devrim için her şeye cevap verebilecek niteliğe kavuşturamayan savaşamaz. Kendisini bütün varlığıyla örgütünün ve devrimin savaş çizgisine koşulsuz katan, pratiğini ve yaşamını her an devrimcileştirendir, militan.

Bireyci yaşamı her alanda ve anda alt ederek örgüt yaşamını esas alandır. Militanlığı hiç kimsenin yapamadığını yapma, herkesin “olmaz” dediğini olur kılmadır. Zorluklar ve olanaksızlıklar içinde mücadeleyi ısrarla başarı temelinde gerçekleştirmektir, devrimci militanlıktır.

 

Bir Partizan