Tutsak Partizan’a Turgut Kaya soruşturması: “Pazarlıkların hedefinde Gülen değil devrimciler var!”

Türkiye’ye iade edilme tehdidi ile tutsak bulunan ve 34 gündür açlık grevinde olan Turgut Kaya ile dayanışma amacıyla geçtiğimiz haftalarda 3 günlük açlık grevi yapan Tutsak Partizan Resmiye Vatansever hakkında hapishane idaresi tarafından soruşturma açıldı.

Tutsak bulunduğu Kandıra 1 No’lu F Tipi Hapishane’de hakkında açılan soruşturmaya karşı sözlü savunma yapan Vatansever, burada Turgut Kaya’nın Yunanistan’da tutuklanmış Türkiyeli bir devrimci olduğunu ve Türkiye’ye iade edilmesi durumunun da uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu söyledi.

Avrupa Birliği ülkeleri tarafından imzalanmış insan hakları sözleşmelerinde bir siyasi sığınmacının ülkesine teslim edilebilmesi için can güvenliği konusunda bir tehdit olmaması gerektiğine dikkat çeken Vatansever, “Oysa TC devletinde bugün geçmişte de olduğu gibi hiçbir siyasi tutsağın can güvenliği yoktur. Ayrıca bahsini ettiğim bu sıkıntı OHAL ile birlikte artmıştır” dedi.

“Türkiye genel anlamda bir hapishane haline getirilmiştir”

Türkiye hapishanelerinde tutsakların beslenme, barınma, tedavi, haberleşme, iletişim ve eğitim haklarının kimi yerlerde olmadığını kimi yerlerde ise bu konularda büyük problemler yaşandığını belirten Vatansever hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine dair şu vurgularda bulundu:

“İnsanlar temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak şekilde hapishanelere doldurulmuş durumdadırlar. Revir ve hastane koşulları tutsakların ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır. Ayrıca çift kelepçe, tabutluk tipi ringler ve muayene ortamında kelepçenin çıkarılmaması gibi sorunlar nedeniyle birçok ağır hasta tutsak tedavi olamamaktadır. Sayıları tespit edilmiş bine yakın ağır hasta tutsak hukuksuz şekilde tutulmaktadır. Tedavileri bu koşullarda mümkün değildir. Hatta tedavi amaçlı revir tipi hapishanelerde kalan tutsaklar kendi ihtiyaçlarını karşılayamadıkları halde tek tutulmaktadır.

Bunun dışında iletişim ve haber alma koşulları özellikle OHAL ile birlikte neredeyse süresiz olarak ortadan kaldırılmıştır. Birçok hapishanede dergi, gazete ve kitap tutsaklara verilmemektedir. Siyasi tutsakların hapishanelerde eğitim almaları engellenmektedir. Ceza İnfaz Kanunu’na bağlı disiplin cezaları ile tutsakların ziyaret, telefon, mektup, etkinliklere katılma gibi çok sınırlı iletişim olanakları gasp edilmiş durumdadır. Bunlar ve daha birçok nedenden dolayı Türkiye şu anda genel anlamda bir hapishane haline getirilmiştir.”

“Türkiye’ye iadesi, işkence, ölüm ve ağır tutsaklık koşulları demektir”

Turgut Kaya özgülünde başka nedenlerin de mevcut olduğunu belirten Vatansever, “Turgut Kaya geçmişte Türkiye hapishanelerinde kalmış, gözaltı ve hapishane koşullarında işkence görmüş bir devrimcidir. 1991 yılında gözaltına alındığında ‘kayıp edilmek’ istenmiştir. Şu anda Türkiye’ye getirilmesi halinde adil bir şekilde bile yargılanması mümkün değildir. Zira geçmişten beri devam eden ama OHAL koşulları ile birlikte tamamen hukuksuzlaşan bir yargı sistemi vardır ve tamamen düzmece şekilde yürütülen bu yargılamalarla devlete muhalif durumdaki bütün kesimler ağır cezalarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu nedenle Turgut Kaya’nın Türkiye’ye getirilmesi onun işkence, ölüm ve ağır tutsaklık koşulları ile karşı karşıya gelmesi demektir” dedi.

“Gülen Cemaati ile mücadele gibi gösterilse de hedefte devrimciler var”

Turgut Kaya’nın Türkiye’ye iade edilme kararının bir suç olduğuna ve bu suça Yunanistan ve Türkiye devleti ile birlikte Avrupa Birliği devletlerin de ortak olduğuna vurgu yapan Vatansever, “Turgut Kaya’nın Türkiye’ye iade edilmesi ile birlikte ortaya çıkacak sonuçların sorumlusu Yunanistan hükümetidir” dedi.

“Kirli pazarlıklar yürütülerek gerçekleştirilmek istenen bu iade kamuoyuna Gülen Cemaati’ne yönelik taleplermiş gibi gösterilmek istenmektedir. Gerçekte Gülen Cemaati ile veya başka bir iktidar odağı ile hiçbir sorunu olmayan AKP bu pazarlıklarla devrimcileri hedef almaktadır. Bunun başka örneğini Almanya’nın gerçekleştirdiği ATİK tutuklamalarında gördük” diyen Vatansever, 11 Eylül sonrasında ABD’nin dayatması ile Avrupa Birliği ülkelerinde özellikle Almanya’da demokrasi mücadelesi veren kurum, kuruluşlara yönelik saldırılar başladığını söyledi.

“Bu saldırılar sonucunda pek çok kuruma yönelik kapatma ve tutuklama kararları çıktı. Bu kararlar zamanında yeterli tepki ile karşılanmadığı için şu anda tutsakların sadece hapsedilmesi ile değil, Türkiye gibi bir ülkeye iadeleriyle karşı karşıyayız” dedi.

“Hiçbir siyasi tutsak Türkiye’ye iade edilmemeli”

“Ben de Yunanistan ve Türkiye devletlerinin kirli pazarlıklarına karşı çıkıyorum. Turgut Kaya veya bir başka siyasi tutsağın Türkiye’ye iade edilmemesi gerekmektedir. Turgut Kaya bu iade kararı ile birlikte açlık grevine başlamıştır. Ben de bu kararı protesto etmek; ilerici, devrimci, demokratik tüm kesimlere bu iadenin karşısında tutum almaları çağrısı ile açlık grevi yaptım” diyen Vatansever, açlık grevinin bir suç muamelesi görmesine de tepki gösterdi.

“Açlık grevine soruşturma açmak ceza içinde ceza uygulamasıdır”

“Bulunduğum koşullar itibariyle sesimi duyurmak, taleplerimi bildirmek ve kendimi ifade etmek için gerçekleştirdiğim ve çok sınırlı yöntemlerden olan açlık grevi, bir disiplin suçu değildir. Ceza İnfaz Kanunu’nda disiplin suçu olarak işlem görmesinin sebebi Türkiye hapishanelerindeki infaz sisteminin insanlık dışı yanlarından biridir. Ceza içinde ceza uygulamasıdır. Fakat bugüne kadar devrimci tutsaklar üzerinde bu ceza infaz sistemi devletin isteği sonuçlarını vermek bir yana devrimci iradenin daha da güçlenmesine yol açmıştır.”